münasebete girmek ne demek?
- Tanışma yolu açmak, ilişki kurmak.
münasebet
- İlişik, ilişki, ilinti
- İki şey arasındaki uygunluk
- Sebep, vesile, gerekçe, neden.
- Bk. bağlılık derecesi
- Bk. bağıntı
- Bk. bağlılık
- İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alaka.
- Occasion.
- Relation.
- Connection.
münasebet almak
- Uygun düşmek, yakışmak.
girmek
- Dışarıdan içeriye geçmek
- Sığmak.
- Yer almak, katılmak, iltihak etmek
- Almak, fethetmek
- İncelemek, ayrıntılara inmek.
- Girişmek, başlamak
- Bulaşmak.
- Zaman anlamlı kavramlar için gelmek.
- Draw into.
- Enter into.