mükafatı hak etme ne demek?
- Desert
desert
- Çorak
- Sahra
- Bırakmak
- Hak edilen şey
- Çöl
- Terk etmek, ayrılmak
- Çöl halinde olan, boş, ıssız
- Vazifeden kaçmak
- Kaçmak, firar etmek
- Liyakat, istihkak, pay, hisse
mükafatı nakdiye
- Para mükafatı. (Osmanlıca'da yazılışı: mükâfat-ı nakdiye)
mükafatını görmek
- Herhangi bir olumlu davranışın, özverinin, sıkıntının iyi sonucunu elde etmek.
hak
- Toprak.
- Adalet.
- Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
- Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk.
- Geçmiş ve harcanmış emek.
- Pay.
- Emek karşılığı ücret.
- Doğru, gerçek
- Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma.
- Kâğıttaki yazıyı kazıma.
etme
- Etmek işi.
- Making.
- Faction.
- Doing.
- Execution.
- The action of doing sth.