kuvvetlendirici kanıt ne demek?
- Cumulative evidence.
cumulative
- Bkz. kümülatif
- Eklenerek artan
- İlavelerle genişleyen, toplanan
- Birikerek çoğalan
- Birikimli, birikmiş, toplanmış
kuvvetlendirici madde
- Fortifier, reviver.
kuvvetlendirici posta
- Bk. aktarıcı
kanıt
- Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz
- Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil.
- Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.
- Bir davada, sav, savunma, ileri sürmenin doğruluğuna yargıcı, yargılığı inandırmak, kanı vermek için yargılama türesinin kullanılmasını, toplanılmasını uygun gördüğü yazılı belgelerin, sözlü işlemlerin tümü.
- Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanı verici belge, delil.
- Ümidi tamamen sönmüş. Ye'se düşmüş, ümitsiz, kederli, hüzünlü.
- Evidence, proof.
- Proof.
- Evidence.
- Argument.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kuvvetlendirici maddekuvvetlendirici postakuvvetlendirici şeykuvvetlendiricikuvvetlendiricilerkuvvetlendiricisikuvvetlendirkuvvetlendirenkuvvetlendirıci parçakanıtkanıt ileri sürmekanıt isteyenkanıt niteliğinde sözkanıt olarak göstermekkanıt olmakanıt olmakkanıt oluşturankanıt türündenkanıta dayanankanıkanı ayaklıkanı bozukkanı çokkanı donmak