kulaktan ne demek?

  1. Sadece duyarak, dinleyerek

    Fırat sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş.

    R. H. Karay
  2. (en)Otic.

sadece

  1. Yalnızca
  2. Sırf, yalnızca, başka bir şey bulunmaksızın
  3. (en)Just.
  4. (en)Only.
  5. (en)Simply.
  6. (en)Merely.
  7. (en)Exclusively.
  8. (en)Nothing but.
  9. (en)Nigh but.
  10. (en)Nothing else.

kulaktan alıntı

  1. Yazılı şekline göre değil de söylenişine göre alınan yabancı kelime.
  2. (fr)Emprunt auditif

kulaktan dolma

  1. Başkalarından işitilerek edinilen (bilgi).
  2. (en)Picked up here and there by listening.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kulaktan alıntıkulaktan dolmakulaktan dolma bilgikulaktan dolma delilkulaktan kulağakulaktan kulağa fısıldamakkulaktan kulağa yayılarak gelen gelenekkulaktan kulağa yayılmışkulaktan kulakakulakkulak ağrısıkulak akarıkulak altı bezikulak altı tükürük bezikulakula atkula donkula kul olmakkulaa
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın