kulak ne demek?
- Başın her iki yanında bulunan işitme organı
Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum.
H. C. Yalçın - Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
- Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri.
- Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu.
- Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça.
- Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri.
- Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.
- Varlıklı Rus köylüsü.
- Toprak sahibi olan, ücretli emek kullanarak tarımsal üretim yapan veya toprak ve tarımsal araçları kiraya vererek tefecilik yoluyla haksız kazanç sağlayan varlıklı Rus köylüsü.
- İşitme organı; memelilerde dış, orta ve içkulak bölgelerinden oluşan yapı.
- Ear.
- Aural.
- Oto-.
- Flange.
- Flap.
- Oreille
kulak ağrısı
- Earache, otalgia.
kulak akarı
- Psoroptidae ailesinde bulunan uyuz etkeni cinsi, Otodectes.
- Auricular mite.