kucak kucak ne demek?

  1. Bol bol

    İşte kucak kucak çiçek, işte sepet sepet meyve!

    R. H. Karay
  2. Kucaklanabilecek miktarda olan.
  3. (en)In armfuls.

bol

  1. İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
  2. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı
  3. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.
  4. Haplardan daha büyük ve daha yumuşak kıvamda, genellikle uzunluğuna yuvarlak veya yumurta biçiminde, çiğnenmeden yutulabilen ve döl yatağı yoluyla kullanılan ilaç türü, bolus, lokma.
  5. (en)Bill of Lading refers to the document on which a carrier acknowledges receipt of materials loaded onto the truck.
  6. (en)Beginning of Life.
  7. (en)Oak Lawn Branch Library.
  8. (en)Begin Of Life.
  9. (en)Abundant.
  10. (en)Plentiful.

kucak kucaka

  1. Birbirine sarılmış ya da birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda.

kucak kucağa

  1. Birbirine sarılmış veya birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda
  2. İç içe, yan yana, beraberce

kucak

  1. Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş
  2. Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan.
  3. Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
  4. Ortam, ocak
  5. (en)Bosom.
  6. (en)Arms.
  7. (en)Embrace.
  8. (en)Armful.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kucak kucakakucak kucağakucak köpeğikucak çocuğukucak dolusukucakkucak masasikucak örtüsükucak parasütükucakına düşmekkucağı dolu olanın, ocağı yanarkucağına oturmakkucağına sokulmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın