kubur sıkmak ne demek?
- Silah atmak, tabanca sıkmak.
kubur dolusu
Quiverful.
kubur
- Tuvalet deliğinden lağıma inen boru.
- Boru biçiminde kap.
- Bir çeşit tabanca, dolma tabanca.
- (Kabr. C.) Kabirler, mezarlar, türbeler.
- Bk. hela çukuru
Quiver.
sıkmak
- Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
- Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak.
- Dar gelmek
- Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek.
- Silahla ateş etmek
- Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak.
- Sıkıntı vermek
- Yalan söylemek.
Hold tight.
Grip.