kuşatma ne demek?
- Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kuvvet kullanarak kesme, abluka, ihata
Bir türlü, ne yapsa, nereye gitse bu kuşatmadan kurtulamıyordu bir türlü.
Y. Kemal - Surrounding.
- Encirclement.
- Enclosure.
- Envelopment.
- Siege.
- Blockade.
- Circumscription.
- Investment.
- Surround.
- Besieging.
- Inclosure.
kuşatma altına almak
- Lay siege to.
kuşatma kuramı
- Üreticilere kaynak aktarımına yönelik piyasa düzenlemelerinin, üreticilerin kârlarını ençoklaştırabilmelerini sağlamak amacıyla yapıldığını ileri süren kuram.
- Bir sanayii düzenleyen resmi kurumdan sorumlu devlet adamı ve ilgili bürokratların kamu yararını gözetmek yerine çıkar gruplarının hizmetine girdiğini ileri süren ve George Stigler tarafından geliştirilen kuram.
- Capture theory.