koşmaya devam etmek ne demek?
- Run on.
run
- III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri.
- Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri.
- Koşmak
- Gidip gelmek (arasında)
- Talep, rağbet
- To go swiftly; to pass at a swift pace; to hasten.
- To flee, as from fear or danger.
- To steal off; to depart secretly.
- To contend in a race; hence, to enter into a contest; to become a candidate; as, to run for Congress.
- To pass from one state or condition to another; to come into a certain condition; often with in or into; as, to run into evil practices; to run in debt.
koşma
- Koşmak işi.
- Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç.
- Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk parçasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki parçaların dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri.
- Running.
- Racing.
- Rush.
- To run.
- Ballad.
- Stiffener.
- Stay.
koşma bileşik
- Bkz. Bileşim.
devam
- Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme.
- Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme.
- Ek, parça.
- "Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz.
- Bir halde bulunma, sürekli olma, daimilik.
- Attendance.
- Continued existance.
- Continuation.
- Permanence.
- Permanency.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.