knock around ne demek?
- Kaba davranmak
- Sert davranmak
- Hırpalamak, dövmek
- Çıkmak, gezmek
- Göze çarpmamak
kaba
- Bkz. kalça
- Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
- Taneleri iri.
- Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
- Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
- Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
- (C.: Akbiye) Üste giyilen elbise. Kaftan, cübbe.
- Doric.
- Rough.
knock about
- Sert davranmak
- Hırpalamak, dövmek
- Çıkmak, gezmek
- Göze çarpmamak
- Kaba davranmak
knock against
- Çarpis
around
- Aşağı yukarı, yaklaşık, sularında
- Civarı
- Orada burada, oraya buraya
- (edat) etrafına, etrafında
- Yakında, civarda, civarında
- Dört bir yanına, dört bir yanında
- Şurada burada
- Etrafta, çevrede, bu civarda