knock about ne demek?
- Kaba davranmak
- Sert davranmak
- Hırpalamak, dövmek
- Çıkmak, gezmek
- Göze çarpmamak
kaba
- Bkz. kalça
- Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
- Taneleri iri.
- Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
- Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
- Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
- (C.: Akbiye) Üste giyilen elbise. Kaftan, cübbe.
- Doric.
- Rough.
knock against
- Çarpis
knock around
- Sert davranmak
- Hırpalamak, dövmek
- Çıkmak, gezmek
- Göze çarpmamak
- Kaba davranmak
about
- Üzere
- Aşağı yukarı, takriben, kadar, yaklaşık, hemen hemen
- -(e) dair, hakkında
- Etrafa, etrafına
- Konusunda, hususunda
- Aksi yöne
- Her tarafta
- Ötede beride
- Şurada burada
- Çevresinde, etrafında
Türetilmiş Kelimeler (bis)
knock againstknock aroundknock at the doorknock backknock coldknockknock downknock down drag outknock galley westknock hell out ofknobknob latchknob lockknobbedknobbinessaboutabout a monthabout arcserve agentabout backupabout calculatorabout cd playerabout character mapabout chatabout chicago agentabout clipboard viewerabouabouliaaboumoukmoukaboundabound in