knock ne demek?
- Vurmak, çarpmak
- Tokuşmak
- At veya on ile çalmak, vurmak (kapı)
- Devirmek, teklemek
- Çarpışmak
- ABD, argo kusur bulmak, tenkit etmek, titizlik etmek
- Vurma, vuruş, darbe
- Kapı çalınması
- Kapıyı çalmak
- Sertçe eleştirmek
knock about
- Sert davranmak
- Hırpalamak, dövmek
- Çıkmak, gezmek
- Göze çarpmamak
- Kaba davranmak
knock against
- Çarpis