kilavuz fosil ne demek?
- Key fossil
key
- Baş, ana, en önemli.
- (klavyede) tuş
- To -e göre ayarlamak, -e uygun duruma getirmek, -e uydurmak
- (müzik) anahtar. Ses perdesi
- Yazı makinelerinde tuş.
- İran'da efsanevi Keyyaniler Hanedanının padişahlarına verilen unvan.
- Eski Acem padişahlarının namıdır.
- Yaramaz gönüllü olmak.
- Anahtar
- Kilitlemek
kilavuz halati
- Leading rope
kilavuz harita
- Pilot chart
fosil
- Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl.
- Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse.
- Taş ya da kayaların içerisinde rastlanan taşlaşmış, canlı ya da canlı parçalan. Taşıl.
- Jeolojik oluşumlar arasında kalmış, tarih öncesi organizmalardan geri kalmış, kömür, petrol, iskelet izi gibi kalıntıların toplu adı.
- Fr. Eski jeolojik devirlerde toprağa gömülerek kalmış bitki, hayvan; bunların parçaları veya izleri.
- Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları ve izleri, taşıl.
- Fossil.
- Petrifaction.
- Fossil taşıl.
- Fossile.