kasvet ne demek?
- Sıkıntı, iç sıkıntısı.
Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi
E. B. Koryürek - Katılık.
- Sullenness.
- Heebie-jeebies.
- Desolation.
- Dole.
- Overcast.
- Depression.
- Gloom.
- Gloominess.
- Heaviness.
- Cheerlessness.
- Doldrums.
- Dolefulness.
- Dreariness.
- Murk.
- Somberness.
- Sombreness.
kasvet çökmek
- Bkz. kasvet basmak
- İçi daralmak, çok sıkılmak.
kasvet vermek
- Sıkıntı vermek.