karaka ne demek?
- En geride kalan, başarısız.
- Bk. kapak.
kapak
- Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne
- Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça.
- Kitap, defter vb.nin en üstüne geçirilen kılıf
- Biçilen ağaç kütüklerinin iki yanından çıkan, düzgün olmayan tahta.
- Zıvanada iki dış yan parça.
- Tonal dengeyi sağlamak, aynı zamanda güzel bir görünüm elde etmek amacıyla gövdeden farklı bir ağaçtan birkaç santimetre kalınlığında kesilerek gövdeye yapıştırılan parça.
- Organların içinde bulunan sıvıların geri kaçmasını önleyen viseral kıvrım
- Bkz. valvül
- Bk. kapak
- Mobilyada, bazı bölümleri kapatan eleman.
karakabarcık
- Şarbon.
- Anthrax, splenic fever.
karakaçan
- Eşek
- Black donkey.