kalan her bayrak ne demek?
- Each remaining flag
each
- Her biri
- Her birine
- Herkes
- Teker teker
- Adam başına
- Her, her bir
kalan
- Kalma işini yapan.
- Artan, mütebaki
- Bir çıkarmanın sonucu.
- Bölme işleminde bölünenden artan sayı.
- Bakıyye (bk. artan, artık).
- The sea otter.
- Remaining.
- Left behind.
- Residual.
- Residuary.
kalan borçlar
- Surviving debts.
her
- Teklik isimlere tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- Bütün, hep, tamamen.
- Şiddet.
- Each.
- Whatever.
- Whoever.
- High Efficiency Red.
- Adv: here 32.
- Every.
- The form of the objective and the possessive case of the personal pronoun she; as, I saw her with her purse out.
bayrak
- Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- Öncü
- Simge, sembol
- Baklagil çiçeklerinde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı.
- Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
- Hisse senedi teknik analizinde kullanılan fiyat grafiklerinde, büyük bir düşüş veya artış sonrası fiyatların kararlı bir biçimde aynı oranlarda dalgalandığını gösteren şekil.
- Bir ulusun, bir topluluğun veya örgütün simgesi olarak kullanılan, belli bir rengi ve biçimi olan, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş.
- Devletin belirli alametlerini havi ve belirli renklerde kare veya dikdörtgen şeklinde yapılmış olan bez. Sancak, alem.
- Çekme ağlarında ağız açıklığını sağlamak amacıyla torba ağın önüne yerleştirilen konik biçimli, mantar ve kurşun yakada ayrı ayrı bulunmakta olup elle örülerek veya hazır ağlardan kesilerek çıkartılan ağ parçası.
- Flag.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kalankalan borçlarkalan disk süresikalan kartkalan kökkalan ostenitkalan parçakalan sürekalan terimli taylor açılımıkalan yemekkalakala azarkala ı hakaniyyekala kalakalaazarherher 5 saniyeher ağacın meyvesi olmazher ağaç kökünden kururher ağaçtan kaşık olmazher altıncıher anher an savaşa hazır gönüllü askerher an tehdit eden tehlikeher arazide gidebilenhehe canhe cannothe cant take a jokehe cat