kalan ne demek?
- Kalma işini yapan.
- Artan, mütebaki
Kalan on lirayı Aliş'e verdim.
Halikarnas Balıkçısı - Bir çıkarmanın sonucu.
- Bölme işleminde bölünenden artan sayı.
- Bakıyye (bk. artan, artık).
The sea otter.
Remaining.
Left behind.
Residual.
Residuary.
Surviving.
Vestigial.
Over.
Remainder.
Leftover.
Rest.
Balance.
Residue.
Residuum.
Rump.
Arrears.
The remainder.
The rest.
Abiding.
Leavings.
Remanet.
kalma
- Kalmak işi.
- Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan.
Stay.
Staying.
Remaining.
Remaining from.
Handed down.
Dating from.
kalan borçlar
Surviving debts.
kalan disk süresi
Disc time remaining