kabza ne demek?
- Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, tutak, sap
Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü.
F. F. Tülbentçi - Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, tutak sap.
- Bk. sap
- Bk. çekiç tutağı
- Kılınç gibi şeylerin tutacak yeri. Sap.
- Handle.
- Stock.
- Butt.
- Haft.
- Hilt.
sap
- Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm.
- Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak.
- Bir aracı tutmaya yarayan bölüm
- İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik.
- Kabza.
- Demet durumundaki ekinler.
- Erkek.
- Çalgının sap kısmı.
- Taşınabilir alıcıların elde sağlamca tutulabilmesi için altta bulunan çıkıntısı.
- Otsu bitkilerin dalcık, yaprak ve bazen çiçek ve meyve gibi kendilerine ait kısımları az miktarda bulunabilen, bitkiyi taşıyan ana kısmı.
kabza alma
- Ok atmada ustalığa yükselen bir kimsenin, öğretmeninden okçuluk yapma izni alması.
kabza emniyeti
- Avuç içi ile kabzaya bastırılmadığı sürece, tetik çekilmesi durumunda bile horozun düşmesinin engellendiği emniyet sistemi.