kabiliyet derecesi ne demek?
Efficiency
efficiency
- Verim, etki, rasyonellik
- İşgüzarlık
- Yapılan işe veya kullanılan enerjiye göre verim oranı, randıman oranı
- Yeterlik, kifayet, ehliyet
- Etki, tesir
- Kabiliyet derecesi
- Etkinlik, yeterlik, yetenek
kabiliyet
- Yetenek
- Dıştan gelen te'sirleri alabilme gücü.
- Bk. yetenek
Talent.
Gift.
Skill.
Accomplishments.
Capability.
Capacity.
Aptitude.
kabiliyet gerektiren
Skilful, skillful.
derece
- Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- Denli, kadar
- Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri.
- Sıcaklıkölçer.
- Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim.
- Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi.
- Başarı gösterme.
- Sıcaklık ölçeği birimi, suyun donma noktasını 0, kaynama noktasına 100 sayarak düzenlenen bölmelerin her biri.
- Açı birimi; bir çemberin çevresi 360 eşit parçaya bölünürse bir parçayı özekten gören açı.
- Bir denklemdeki terimlerin en yüksek üstlüsünün üst sayısı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kabiliyetkabiliyet gerektirenkabiliyet i inkisamkabiliyet i nüfuziyetkabiliyeti olmakkabiliyetlikabiliyetli çırak ustayı geçerkabiliyetsizkabiliyetsizlikkabili devir akreditifkabili emanetkabili gayri telakkuhkabili hitabkabili inkisarkabilkabil değilkabil i nüfuz sahrekabil i tahvilkabil i tahyicderecesini düşürmekderecesizderecederece almakderece derecederece derece artanderece derece değişenderecatderecatı kurbiyederecatı şemsiyederedere alabalığıdere alabaligidere bülbülüdere dam deresi