kıtlıktan çıkmış gibi ne demek?
- Doymak bilmezcesine.
doymak
- İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak
- Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak.
- Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak.
- Be sated with.
- To eat one's fill.
- To be full.
- To be satisfied.
- To be saturated.
- To be full up.
- To be saturated with.
kıtlık
- Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma
- Kuraklık, savaş vb. sebeplerle ürünün yetişmemesi ve bundan doğan açlık
- Yiyecek maddelerinde görülen darlık.
- Duygu, söz vb.nde azlık.
- Sınırsız insan isteklerini karşılayacak kaynakların yetersizliği.
- Bk. istem fazlası
- Kahtlık. (Bak: Kaht)
- Famine.
- Dearth.
- Shortage.
kıtlık değeri
- Mal, hizmet ve üretim faktörlerinin kıtlık düzeylerine göre piyasada oluşan göreli değerleri.
- Bir ressamın tablosu, antika mallar, elmas gibi sunumu göreli olarak düşük olan ve artırılamayan malların, istemin şiddetine göre piyasada oluşan göreli değerleri.
- Scarcity value.
çıkmış
- Off, up.
gibi
- ...-e benzer
- O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
- İmişçesine, benzer biçimde
- ...-e yakışır biçimde.
- Like.
- Kind of.
- Something like.
- Fashion.
- Such as.
- Wise.