kısmet kapısı ne demek?
- Gelir sağlayan yer.
- Kızın evlenip gittiği yer.
- The source of one's livelihood.
gelir
- Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
- Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandığı ücret, aylık, kira vb., varidat, irat.
- Üretim etkinliklerine katılan üretim faktörlerinin yaratılan hasıladan bölüşüm sonunda aldıkları pay.
- Emek faktörünün işlendirilmesinden sağlanan maaş, ücret, bahşiş, prim; finansal araçlardan sağlanan faiz, kâr payı gibi sermaye getirileri; taşınmaz ve topraktan sağlanan kira, rant; iş göremezlik, çocuk desteği; sağlık, işsizlik sigortası ve emeklilik gibi sosyal güvenlik kapsamındaki transfer ödemeleri ile şans oyunları vb. kaynaklardan elde edilen para miktarı.
- Îrâd.
- Bir filmin herhangi bir sinema salonunda ya da oynatım süresi boyunca sağladığı para. (Kesintiligelir ya da kesintisizgelir olarak ikiye ayrılır).
- Box office, box office (takings, receipt), take.
- Income.
- Revenue.
- Revenues.
kısmet
- Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme.
- Taksim etmek.
- Bahşetmek.
- "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü.
- Tanrının her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip.
- Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu.
- Talih, kader, şans.
- Evlenme talihi.
- Bölme, pay etme, hisselere ayırma.
- Kader.
kısmet ağacı
- Bütün sıcak ülkelerde sık rastlanan tırmanıcı ve iri gövdeli ağaç (Clerodendron).
kapı
- Osmanlı Devleti'nde resmi görev yeri
- Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı.
- Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- Devlet dairesi.
- Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer.
- Gidere yol açan gereksinim.
- Ev gezmesi için gidilen yer.
- Door.
- Portal.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kısmetkısmet ağacıkısmet beklemekkısmet olankısmet olmakkısmeti açılmakkısmeti ayağına gelmekkısmeti bağlanmakkısmetine mani olmakkısmetini ayağıyla tepmekkısmekısmenkısmen doğru ifadekısmen etkili olankısmen örtmekapısı açıkkapısı açık olmakkapısına kilit vurmakkapısını aşındırmakkapısını çalmakkapısızkapısız kalmakkapısız leventkapısalkapıkapı açmakkapı adresikapı ağasıkapı ağzı