kıskanmak ne demek?
- Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak
Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım.
Âşık Ali İzzet Özkan - Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, haset etmek.
- Esirgemek, çok görmek.
- Bir şeye, en küçük saygısızlık gösterilmesine bile dayanamamak.
- Yerinde olmayı istemek, imrenmek.
Be jealous.
Envy.
Hold a grudge.
Begrudge.
To be jealous of.
To envy.
To be jealous of sb.
To envy sth possessed by sb.
To resent sb's showing affection to or interest in sb else.
kıskanma
- Kıskanmak işi.
Grudge.
kıskanmamak
(neg. form of kıskanmak) be jealous, envy, hold a grudge, begrudge.