kıskaç ne demek?
- Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç.
- Açılıp kapanan eğreti merdiven.
- Böceklerde besin maddelerini parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan organ
Deniz kenarında bu meşalelerle korkunç kıskaçlı büyük pavuryalar topladıkları görülüyor.
S. F. Abasıyanık - Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç.
- Kıskaç biçiminde olan.
- Bir şeyi tutmaya, sıkıştırmaya, bükmeye yarayan her tür araç, gereç.
- Bir aygıtı bir yere sağlamca tutturmak için kullanılan gereç.
- Bir gaz ya da sıvı akışını, bunların içinden geçtiği lastik boruları sıkıştırarak kabaca denetleyebilen gereç.
- Kimi Trypanorhyncha'ların dokunaçları üzerinde bulunan externo-lateral uzunlamasına sıralar h
- Bkz. damar sıkıştırıcısı
- Chela.
- Pincer.
- Pincers.
- Pliers.
- Clamp.
- Claw.
- Gripper.
- Nipper.
- Snare.
- Barnacles.
- Forceps.
- Vice.
- Folding steps.
- Stepladder.
- Nippers.
- Pince, combination sleep coint, pliers.
- Zange
- Pinces
kıskaç çoğ
- Pinchers
kıskaç gözlük
- Kelebek gözlük.
- Pince-nez.