jam on the brakes ne demek?
- Frene basmak, frenlere asılmak
jam
- Sıkıştırmak, kıstırmak
- Tutukluk yapmak, takılmak
- Yayını bozmak, parazit yapmak
- Doğaçlama çalmak (caz)
- Reçel, marmelat
- Sıkmak, basmak, tıkamak, durdurmak
- (med, ming) sıkıştırıp kımıldamaz hale koymak, kıstırmak
- Bir şeyin arasına sıkışıp hareketini durdurmak
- Sıkışmak, çalışmaz veya işlemez hale gelmek (makina, kapı)
- Sıkışma, sıkıştırılma
jam detection
- Parazit belirleme
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
jamjam detectionjam detection leveljam full or packedjam injam jarjam nutjam onjam packjam packedjaja.jaagsiektajaagsiektejabonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak