izin vermek ne demek?
- Birini bir şey yapmada özgür bırakmak.
- To grant leave.
- Okay.
- To give permission.
- To grant permission.
- To give sanction.
- Set one's seal to.
- Suffer.
- To give time off.
- Warrant.
- Allow.
- Authorize.
- Brook.
- Consent.
- Countenance.
- Empower.
- Excuse.
- Have.
- Sanction.
- To give a discharge.
- Grant permission.
- To give leave.
- Permit.
izin verme
- [izin vermeme] disallowance.
izin vermeme
- Disallowance.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
izin vermeizin vermemeizin vermemekizin verizin vergisiizin verilebilirizin verilemezizin verilenizinizin almadan başlamakizin almakizin belgesiizin çıkmakizin dağıtıcılığıizin günüizin istemekizin kanunuizin koparmakizi belirsiz olmakizi bulunamazizi kalan görüntüizi olanizi silinmekvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious