ispat etmek ne demek?
- Kanıtlamak
Yeni doğan güneş, sinirlerimi yatıştırmış, korkularımın boş olduğunu bana ispat etmiştir.
R. N. Güntekin - Tanıtlamak.
- To prove.
- Bring home.
- Declare.
- Evidence.
- Father on / upon.
- Justify.
- Manifest.
- Sustain.
kanıtlamak
- Bir şeyin gerçekliğini kanıtla ortaya koymak, ispat etmek.
- Prove.
- Verify.
- Show.
- Be contented with.
- Substantiate.
- Attest.
- Attest to.
- Aver.
- Certify.
ispat etme
- Bk. kanıtlama
- Proof.
ispat etme hususunda faydalı
- Supportive
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.