ipucu çıkarmak ne demek?
- Surmise
surmise
- Zan, kanaat, şüphe
- Sanmak, zannetmek, tahmin etmek
- Ipucu çıkarmak.
- Tahmin etmek, sanmak, zannetmek, kuşkulanmak
ipucu
- İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- Mc: Emare, işaret, alamet, delil, vesika.
- Clue.
- Trace.
- Clew.
- Hint.
- Inkling.
- Wrinkle.
- Indication.
- Lead.
ipucu bayrağı
- Hint flag.
çıkarmak
- Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- Sonunu getirmek.
- Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
- Bulmak, ortaya koymak.
- Hatırlamak
- Döküntülü hastalığa tutulmak.
- Çok hoşlanmak
- Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
- Belch.
- Dislocate.