inceltmek ne demek?
- İnce duruma getirmek.
- Taper.
- Thin.
- To make thin.
- To thin.
- To make sth thin.
- Attenuate.
- Rarefy.
- Slim.
- Reduce.
ince
- Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı.
- Zayıf
- Taneleri ufak, iri karşıtı.
- Küçük ayrıntıları çok olan, aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı.
- Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar).
- Tiz (ses), pes karşıtı
- Hafif, gücü az
- İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı
- Fine.
- Slender.
inceltme
- İnceltmek işi veya durumu.
- Thinning, refining, attenuation, subtilization.
inceltme işareti
- Düzeltme işareti.
- Arapça ve Farsça kelimelerde g, k, l; Batı kaynaklı kelimelerde l ünsüzünün ince okunduğunu göstermek için bu ünsüzlerden sonra gelen a ve u ünlülerinin üzerine konulan işaret (^) dergâh, hikâye, kâr, mezkûr, sükûn, yadigâr, felâket, lâkin, lâzım, plân, lâmba, lâle, kelâm, selâm, üslûp, lâtin vb.
- Circumflex accent, circumflex.