iltifat ne demek?
- Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir şeye yöneltme.
- Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma.
Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı.
M. Yesarî - Güzel sözle samimi olarak okşamak.
- Sözünü başka bir kişiye çevirme.
- İlgi gösterme, rağbet etme.
Kime iltifat dozunu artırırsa, o gerçekten de bir şeyler olurdu.
Ç. Altan - Yüzünü çevirerek bakma.
- Hatır sorma, gönül alma.
- Yüz göstermek.
- Teveccüh etmek.
- İyilik etmek.
- Lütfetmek.
- Bk. yönenme
- Compliment.
- Attention.
- Kindness.
- Bouquet.
- Sugar.
- Taffy.
- Courtship.
- Kind treatment.
- Favour.
- To compliment.
- Flattering words.
- Courtesy.
- Good grace.
- Claptrap.
- Behaving courteously or flatteringly.
yönenme
- (Söz sanatı terimi) İfade arasında, muhatap yoksa sözü bir muhataba, varsa başka birine yöneltme (YÖNENMEK, Apostropher).
- Apostrophe
iltifat ederken çam devirme
- Left handed compliment.
iltifat etmek
- İlgilenmek, saygı göstermek
- Beğenmek, rağbet etmek.
- To be courteous to.
- To behave courteously to.
- To compliment.
- To flatter.
- To like.
- To enjoy.
- To find pleasant.