iliğine geçirmek ne demek?
- Engrain
engrain
- Boyayı iyice emdirmek
- Iliğine geçirmek
- Odun gibi görünmesini sağlamak.
- Ham iken boyamak, boyamak, içine işletmek
iliğine kadar ıslanmak
- Çok ıslanmak: İliklerine kadar da ıslanmış ve soğuk almış. -N. F. Kısakürek.
iliğine kadar üşümüş
- Chilled to the marrow.
geçirmek
- Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak.
- Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
- Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek.
- Tespit etmek, yazmak, kaydetmek
- Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak
- Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek.
- Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak
- Giymek, giyinmek
- See smb.
- To the door.