ileri sürmek ne demek?
- Der-meyân (doğrusu: dermiyân) etmek.
- Allege.
- Propose.
- Propound.
- Submit.
- Weave.
- Assert.
- Bring forward.
- Contend.
- To bring forward.
- Maintain.
- Make out.
- Offer.
- Put forward.
- Set forth.
- Set up.
- Suggest.
- Urge.
- Adduce.
ileri sürme
- Sanığın savunmasını yaparken, üstüne atılan suça karşı yaptığı açıklama ve bildiriler.
- To mention, to expose.
- Adduction.
- Combattre, contester, proférer
ileri sür
- Brought forward
sürmek
- Yönetip yürütmek, sevk etmek.
- Önüne katıp götürmek.
- Uzatmak, ileri doğru itmek
- Dokundurmak, değdirmek
- Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
- Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
- Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
- Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak.
- Tutuklunun bu durumunun daha sürüp sürmeyeceği belli süreler içinde Sorgu Yargıçlığınca incelenerek, toplanan kanıtlara göre sanığın salıverilmesine yer olmadığının ve böylece tutukluğun uzamasının belirtilmesi ve uzaması.
- Sürüm işlemi.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ileri sürmeileri sürileri süren kimseileri sürerekileri sürülenileriileri alan oyuncusuileri almakileri aritmetikileri atılmaileri atılmakileri bağlantıileri bağlılıkileri beslemeileri bir tarihe atmakilerdeilerdekiilerdeki faydalanmailerdeki yararlanmailerginsürmeksürmesürme camsürme çekmeksürme hastalığısürme kalaylamasısürmsürmanşetsürsür git devinimsür git hal kuramısür sil yöntemisürasüacsüalsüalpsüarsüb