sürme ne demek?

  1. Sürmek işi.
  2. Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.
  3. Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü

    Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu.

    P. Safa
  4. Masa ve dolapta küçük çekmece.
  5. Sürülerek kullanılan.
  6. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, is

    Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu.

    A. Gündüz
  7. Mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.
  8. Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.
  9. Mantarıgillerden ileri gelen ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı; kör, rastık, is, kurum, karamuk, karadoğu.
  10. (en)Driving.
  11. (en)Drive.
  12. (en)Continuation.
  13. (en)Proscription.
  14. (en)Application.
  15. (en)Eye liner.
  16. (en)Kohl.
  17. (en)Cursor.
  18. (en)Smear.
  19. (en)Transportation.
  20. (en)Bolt.
  21. (en)Silding bar.
  22. (en)Drawer.
  23. (en)Till.
  24. (en)Sliding.
  25. (en)Bunt.
  26. (en)Exile.
  27. (en)Exiling.
  28. (en)Latch.
  29. (en)Smut.
  30. (en)Continuing.
  31. (en)Eye make-up.
  32. (en)Rubbing.
  33. (en)Pushing.
  34. (en)Pusher.
  35. (en)Endurance.
  36. (en)Duration.
  37. (en)Slipboard.
  38. (en)Conduct.
  39. (en)Fastening.
  40. (en)Drift.
  41. (en)Dabbing.
  42. (en)Plowing.
  43. (en)Propelling.
  44. (en)Propulsion.
  45. (en)Smut, eye make-up, eye shadow,kohl.
  46. (al)Brand
  47. (fr)Charbon

sürmek

  1. Yönetip yürütmek, sevk etmek.
  2. Önüne katıp götürmek.
  3. Uzatmak, ileri doğru itmek
  4. Dokundurmak, değdirmek
  5. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
  6. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
  7. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
  8. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak.
  9. Tutuklunun bu durumunun daha sürüp sürmeyeceği belli süreler içinde Sorgu Yargıçlığınca incelenerek, toplanan kanıtlara göre sanığın salıverilmesine yer olmadığının ve böylece tutukluğun uzamasının belirtilmesi ve uzaması.
  10. Sürüm işlemi.

sürme cam

  1. Ağaca açılan kanalda, ya da ağaca tutturulmuş madensel kanal içinde, kendi doğrultusunda hareket eden kalın cam kapak.
  2. Bk. sürme cam
  3. (al)Glasschiebetür

sürme çekmek

  1. Gözleri sürme ile boyamak.
  2. (en)To tinge with kohl.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sürme camsürme çekmeksürme hastalığısürme kalaylamasısürme kapaksürme kapak kilidisürme mantarıgillersürme mantarlarısürme penceresürmedansürmsürmanşetsürsür git devinimsür git hal kuramısür sil yöntemisüra
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın