sürmek ne demek?

  1. Yönetip yürütmek, sevk etmek.
  2. Önüne katıp götürmek.
  3. Uzatmak, ileri doğru itmek

    Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor.

    M. Ş. Esendal
  4. Dokundurmak, değdirmek

    Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim.

    H. C. Yalçın
  5. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
  6. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek

    Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor.

    R. H. Karay
  7. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak

    Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler.

    H. R. Gürpınar
  8. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak.
  9. Tutuklunun bu durumunun daha sürüp sürmeyeceği belli süreler içinde Sorgu Yargıçlığınca incelenerek, toplanan kanıtlara göre sanığın salıverilmesine yer olmadığının ve böylece tutukluğun uzamasının belirtilmesi ve uzaması.
  10. Sürüm işlemi.
  11. (en)Tool along.
  12. (en)Throw out.
  13. (en)Splash.
  14. (en)Distribute.
  15. (en)Stock.
  16. (en)Drive.
  17. (en)Drive out.
  18. (en)Last.
  19. (en)Hang over.
  20. (en)Expatriate.
  21. (en)Apply.
  22. (en)Wipe on.
  23. (en)Lay on.
  24. (en)Roll.
  25. (en)Spread.
  26. (en)Banish.
  27. (en)Bedaub.
  28. (en)Cast out.
  29. (en)Daub.
  30. (en)Endure.
  31. (en)Exile.
  32. (en)Expel.
  33. (en)Herd.
  34. (en)Lead.
  35. (en)Ostracize.
  36. (en)Outlaw.
  37. (en)Persist.
  38. (en)Pitchfork.
  39. (en)Relegate.
  40. (en)Slip in.
  41. (en)Smear.
  42. (en)Steer.
  43. (en)Stream.
  44. (en)Displace.
  45. (en)Extend.
  46. (en)Hold.
  47. (en)Proceed.
  48. (en)Rankle.
  49. (en)Transport.
  50. (en)To drive.
  51. (en)To touch.
  52. (en)To plow.
  53. (en)To exile sb to a place.
  54. (en)To put on into circulation.
  55. (en)To spread sth on or over sth.
  56. (en)To rub sth on sth.
  57. (en)To smear sth on sth.
  58. (en)To lay sth before sb.
  59. (en)To continue.
  60. (en)Release, launch.
  61. (en)Continue.
  62. (al)Herausbringen
  63. (fr)Continuer
  64. (fr)Sortir (un film), lancer (un film), mettre en distribution

sürme

  1. Sürmek işi.
  2. Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.
  3. Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü
  4. Masa ve dolapta küçük çekmece.
  5. Sürülerek kullanılan.
  6. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, is
  7. Mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.
  8. Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.
  9. Mantarıgillerden ileri gelen ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı; kör, rastık, is, kurum, karamuk, karadoğu.
  10. (en)Driving.

sürme cam

  1. Ağaca açılan kanalda, ya da ağaca tutturulmuş madensel kanal içinde, kendi doğrultusunda hareket eden kalın cam kapak.
  2. Bk. sürme cam
  3. (al)Glasschiebetür

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sürmesürme camsürme çekmeksürme hastalığısürme kalaylamasısürmsürmanşetsürsür git devinimsür git hal kuramısür sil yöntemisürasüacsüalsüalpsüarsüb
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın