iflas edenin mal varlığı ne demek?
- Bankrupt's estate.
iflas
- Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
- Yenilgiye uğrama, değerini yitirme.
- İşlevini veya görevini yapamama.
- Mahkemece borçlunun, borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğunun saptanması.
- Malı tükenmek, parası kalmamak. Borçlarını ödeyemiyecek hale gelmek. Sermayesini batırmak.
- In carey street.
- Bankruptcy.
- Failure.
- Insolvency.
- Bust.
iflas anlaşması
- Batık durumunda alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme, konkordato.
ede
- Ağabey.
- Kendisine saygı gösterilen kimse.
- Büyük erkek kardeş.
- Ata, dede.
- Oath, solemn vow.
mal
- Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü
- Büyükbaş hayvan
- Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, tüccar malı, emtia.
- Bayağı, aşağılık, kötü kimse
- Esrar.
- Orospu.
- İnsan gereksinimlerini doğrudan veya dolaylı olarak karşılama özelliğine sahip her türlü nesne.
- Yanlış, kötü ve hasta anlamında kullanılan ön ek
- Eskiden çok fazla hastalığı belirtmek için kullanılan kelime
- Fık: Bir kimsenin tasarrufunda bulunan kıymetli, lüzumlu şey. (Varlık, servet, para, ticaret eşyası gibi.)