hasır kaplı büyük şişe ne demek?
Demijohn.
hasır
- Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü.
- Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılmış olan
- Ayırma, bir şeyi özgü kılma.
- (Hasr. dan) Muhasara eden, etrafını çeviren, hasreden.
- Bir şey söyler veya okurken dili tutulan kimse. Kekeme insan. (Osmanlıca'da yazılışı: hasîr)
Straw.
Wicker.
Reeds.
Matting.
Rush mat.
hasır altı etmek
- Bir işi isteyerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek.
To shelve, to pigeonhole, to sweep sth under the carpet.
kaplı
- Kaplanmış olan
- Altındakini göstermeyecek kadar çok olan.
- Kabı olan.
- İç ve dış kaynaklı elektromanyetik alanların verimini olumsuz yönde etkilememesi için gerekli görülen yerleri iletken bir gereç ile kaplanan aygıt.
Covered.
Coated.
Lined.
Plated.
Faced.
Backed.
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
Large.
Wide.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hasırhasır altı etmekhasır çelikhasır demirhasır gibi yapmakhasır ile örmekhasır ile örtmekhasır işihasır kaplıhasır koltukhasıhasıbhasıdhasıfhasıfanekaplıkaplı kablokaplıcakaplıca suyukaplıca şehrikaplıcalıkkaplıcaya gitmekkaplıcaya yakınkaplıkkaplıtelkaplakaplamkaplam alanıkaplam belirlenimikaplam belirlenimi imi