hakkında bilgi vermek ne demek?
- Diagnose, snitch on, snitch, split on.
hakkında bilgi
- Information about
hakkında
- İlgili olarak, üzerine
- In the matter of.
- Relating to.
- About.
- Concerning.
- Regarding.
- Respecting.
- As regards.
- Touching.
- Over.
bilgi
- İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
- Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
- İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf.
- Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler, malumat.
- Bilim.
- Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
- Bireylerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba sarfederek elde ettiği olgular.
- Bireylerin herhangi bir çaba sarfetmeksizin ulaştığı dışardan verilen olgular.
- Doğanın nesne ve olayları üzerinde kuramsal ya da görgül yoldan öğrenilen şey.
- Renkli televizyonda, parlaklık ve renkliliği belirleyen radyoelektrik imlerin nitel etkeni.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hakkında bilgihakkındahakkında daha çok şey bilmekhakkında iyi bilgi vermekhakkında iyi konuşan kimsehakkında konuşmakhakkında konuşulabilirhakkında kötü düşünmekhakkında kötü konuşmakhakkında önbilgihakkın düşmesihakkın eser sahibine avdetihakkın iyesine dönmesihakkın kaybedilmesihakkın kötüye kullanılmasıbilgibilgi ağıbilgi akış hızıbilgi akış hızı birimibilgi akışıbilgi alanbilgi alanıbilgi almabilgi almakbilgi almaya çalışmakbilgebilge hatunbilge keelbilge pumpbilge turn