hafiflik etmek ne demek?
- Yakışıksız bir davranışta bulunmak ya da söz söylemek.
To do sth improper.
hafiflik
- Hafif olma durumu
- Rahatlık.
- Davranışları içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymama durumu
- Tiyatro konuşmasında doğru boğumlamayı engelleyen yapaylık.
Superficiality.
Lightness.
Slightness.
Slowness.
Thinness.
Airiness.
hafifle
[hafiflemek] become lighter, abate, ease off, slow down, settle, sink, wear off.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.