hafiflik ne demek?
- Hafif olma durumu
Onu bir kuş tüyü yastık hafifliğiyle havaya kaldırıp salladıktan sonra önüne dikti.
R. N. Güntekin - Rahatlık.
- Davranışları içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymama durumu
Din adamına hafifliğin yaraşmayacağı, davranışlarında ciddiyetten uzaklaşmaması gereği hatırlatılır.
H. Taner - Tiyatro konuşmasında doğru boğumlamayı engelleyen yapaylık.
- Superficiality.
- Lightness.
- Slightness.
- Slowness.
- Thinness.
- Airiness.
- Frailness.
- Giddiness.
- Looseness.
- Relief.
- Flightiness.
- Mildness.
- Ease of mind.
- Frivolity.
- Levity.
- Weightlessness.
- Légèreté
hafif
- Çabuk uyanılan (uyku).
- Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı.
- Güç veya yorucu olmayan, kolay.
- Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa.
- Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)
- Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
- Etkisi az olan, sert karşıtı.
- Önemli olmayan.
- Ağır olmayan. Hafif. Yeğni.
- Light.
hafiflik etmek
- Yakışıksız bir davranışta bulunmak ya da söz söylemek.
- To do sth improper.
hafifle
- [hafiflemek] become lighter, abate, ease off, slow down, settle, sink, wear off.