growing old ne demek?
- Yaşlanma
yaşlanma
- Yaşlanmak işi.
- Organizmanın belirli ömrünü tamamlaması.
Aging.
Growing old.
Ageing.
Senescence.
Sénescence
growing equity mortgage
- Gem
growing grain
- Ekin
old
- Kart, tecrübeli
- Eskiden kalma
- Eski, ihtiyar, yaşlı
- Aşınmış, eskimiş
- Köhne
- Tecrübeli, meleke sahibi, pişkin
- Modası geçmiş
- Önceki, harika
- Harika
- Dili sevgili (dost)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
growing equity mortgagegrowing graingrowing graygrowing gray or whitegrowing painsgrowinggrowing seasongrowing upgrowing worsegrowgrow a beardgrow apacegrow away fromgrow darkgroangroanergroaninggroatgroatsoldold ageold age annuityold age asylumold age insuranceold age pensionold age pensionerold and batteredold and bitterold and faithful servantololaola kiolabildiğinceolabildiğince çabuk