old ne demek?
- Eski, ihtiyar, yaşlı
- Aşınmış, eskimiş
- Köhne
- Tecrübeli, meleke sahibi, pişkin
- Modası geçmiş
- Önceki, harika
- Harika
- Dili sevgili (dost)
- Eski zamanlar
- Bayat, eski
- Kart, tecrübeli
- Eskiden kalma
old age
- İhtiyarlık
- Yaşlılık
old age annuity
- Emekli maaşı