gürültü çıkarmak ne demek?
- Düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak.
Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.
H. C. Yalçın - Kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak
Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz.
H. R. Gürpınar - Make noise, noise it, pong.
gürültü
- Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
- Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma.
- Ses sinyalinin kalitesinde belirleyici olan tıslama, cızırtı ve uğultu gibi istenmeyen seslerin tümü.
- Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
- Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
- Görüntü veya ses sinyalini etkileyebilen ve sinyal tarafından taşınan bilgiyi bozabilen girişim.
- Bk. ses etkileri
- Analit sinyalinin gözlenmesine bozucu etki yapan herhangi bir sinyal.
- Noise.
- Sound.
gürültü aygıtı
- Çeşitli sesleri ve gürültüleri sağlayan aygıt.
- Çeşitli ses etkilerini gerçekleştirmekte kullanılan aygıt.
- Noise -machine.
- Noise machine, effects machine.
- Krachmaschine
- Machine à bruit
- Machine à bruit (à bruiter)
çıkarmak
- Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- Sonunu getirmek.
- Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
- Bulmak, ortaya koymak.
- Hatırlamak
- Döküntülü hastalığa tutulmak.
- Çok hoşlanmak
- Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
- Belch.
- Dislocate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
gürültügürültü aygıtıgürültü azaltmagürültü efektigürültü eleğigürültü etmegürültü etmekgürültü filtresigürültü gidermegürültü ilegürülgürül gürülgürül gürül akangürül gürül akmagürül gürül akmakçıkarmakçıkarmaçıkarma birliğiçıkarma eğiliminde olançıkarma gemisiçıkarma harekatıçıkarçıkar budakçıkar çevreleriçıkar grubuçıkar hesabıçıkacakçıkacak olançıkaççıkagelmeçıkagelmek