günah ne demek?
- Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir.
H. Taner - Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık.
- Sorumluluk, vebal.
- Kabahat, hafif suç
Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür.
M. Yesarî - Dinin yasakladığı ve işleyenin ceza göreceğini bildirdiği davranışlar.
- Cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah'ın emirlerine uymayan hareket. (Bak: Kebair-Cünha)(Evet günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra ta nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor. Mesela: Utandıracak bir günahı gizli işliyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman melaike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emare ile onları inkar etmek arzu ediyor. L.)
- Sinful.
- Fault.
- Evil.
- Wrongdoing.
- Iniquity.
- Transgression.
- Trespass.
- Isn't it a pity.
- Crime.
- Error.
- Hamartia.
günah benden gitti
- Ben görevimi yaptım bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem.
günah cezası
- Retribution