gün ağarmak ne demek?
- Tan yeri aydınlanmak.
Kalın perdenin ardında gün ağarmıştı.
Yusuf Atılgan - Havanın aydınlanması
- Dawn.
tan
- Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir.
- Kötülemek, birisinin ayıp ve kusurlarını beyan etmek. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'n)
- Şafak vakti.
- Sabah, akşam esen serin esinti.
- Kötülemek.
- Hoş görmemek.
- See Picul.
- The bark of the oak, and some other trees, bruised and broken by a mill, for tanning hides; so called both before and after it has been used.
- Called also tan bark.
- Yellowish-brown color, like that of tan.
gün ağarması
- Güneş doğmadan önce başlayan ve süresi eşlekten eksenucu çemberine doğru giderek artan yarı aydınlık durum, bkz. alacakaranlık.
- Dawn.
- Aube
gün ağarırken
- At dawn.
ağarmak
- Aydınlanmak
- Kırlaşmak, ak duruma gelmek
- Su ile yıkanıp temizlenmek, tertemiz olup beyazlaşmak
- Beyazlaşmak
- Rengi solmak.
- Ak olmak, ak hale gelmek, beyazlamak.
- Şafak sökmek
- Yaşlanmak.
- Bleach.
- Grey.