görev başında ölmek ne demek?
- Die in one's boots.
görev
- Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş.
- İş görme yetisi, fonksiyon.
- Resmî iş, vazife
- Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş.
- Bir organ veya hücrenin yaptığı iş.
- Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi.
- Duty.
- Mission.
- Work.
- Function.
görev almak
- Bir görevde bulunmak, bir görevi üstlenmek
- Take office.
başında
- Bir şeyin sırada önde olanı, önde geleni
- Near.
- Around.
- On his hands.
ölmek
- Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek.
- Bitki, solmak.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek.
- Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak.
- Kick the bucket.
- Belly up.
- Go belly up.
- Bite the dust.
- Hand in one's checks.
- Hand in one's chips.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
görevgörev almakgörev anlayışıgörev anlayışı olmayangörev aşkıgörev atagörev basinda azarlamagörev bilgisigörev bilmekgörev bozukluğugöregöre davranmakgöre hareket etmekgöre hiçbir şeygöre önemsizbaşındabaşında beklemekbaşında beyaz tüyler bulunan yaban ördeğibaşında değirmen çevirmekbaşında dert tütmekbaşında durmakbaşında kavak yeli esmekbaşında kavak yelleri esenbaşında kavak yelleri esmebaşında olmakbaşın arkasıbaşın art eğik kasıbaşın bükücü kasıbaşın içinbaşın kayu etmek