ölmek ne demek?
- Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek.
Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz.
Esat Mahmut Karakurt - Bitki, solmak.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek.
- Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak.
İkinci el araba piyasası öldü.
- Kick the bucket.
- Belly up.
- Go belly up.
- Bite the dust.
- Hand in one's checks.
- Hand in one's chips.
- Pay one's debt to nature.
- Go the way of all flesh.
- Gasp one's life out.
- Hop the twig.
- Pass away.
- Depart.
- Cash in.
- Choke.
- Conk.
- Croak.
- Cut up.
- Decea.
- Expire.
- Fall.
- Perish.
- To die.
- To wither.
- To kick the bucket.
- Cop it.
- To be gathered to one's fathers.
- Kick in.
- Lose one's life.
- To pay one's debt to a nature.
- Succumb.
- Suffer death.
- To turn up one's toes.
- To go the way of all.
ölmek üzere
- About to die, at one's last gasp, on the brink of the grave, moribund.
ölmek üzere iken
- At the point of death.