göğüs bağır açık ne demek?
- Özensiz bir kılıkta.
- Özensiz bir kılıkta: Göğüs bağır açık, ellerinde pankartlarla yürütüyorlar bu savaşı. -N. Cumalı.
özensiz
- Gelişigüzel
- Özenmeden, isteksizce iş yapan (kimse).
- Inattentive.
- Inelaborate.
- Slipshod.
- Carelessly done.
- Sb who does careless work.
göğüs
- Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine.
- Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
- Bu bölümün içindeki organlar.
- Meme
- Başla, karın arasında kalan vücut bölgesi. Toraks.
- Başla karın arasında kalan vücut bölgesi, toraks.
- Pectoral.
- Mammillary.
- Breast.
- Booby.
göğüs ağrısı
- Pectoralgia.
bağır
- Göğüs.
- Ok yayı ve dağda orta bölüm.
- Ciğer, bağırsak vb. vücut boşluklarında bulunan organların ortak adı, ahşa.
- Mec. Bir şeyin iç veya ön kısmı.
- Göğüs, sine. 2. (“Ok yayı” ve “dağ” için) Orta kısım, derinlik. 3. Kalp, yürek.
- Cry out.
- Chest.
- Bosom.
- Breast.
- Middle part.
açık
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
- Engelsiz.
- Örtüsüz, çıplak.
- Boş.
- Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
- Aralığı çok.
- Çalışır durumda olan
- Kolay anlaşılır, vazıh
- Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.
- Gelirin gideri karşılamaması durumu.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
göğüsgöğüs ağrısıgöğüs ameliyatıgöğüs anjinigöğüs ayağıgöğüs boşluğugöğüs boşluğu empiyemigöğüs boşluğu punksiyonugöğüs bölgesi muayene sahasıgöğüs cebigöğümsügöğegöğe aitgöğe doğrugöğe yükselmegöğe yükselmekbağırbağır yeleğibağıra bağırabağıra bağıra ağlamakbağıra bağıra söylemekbağıra bağıra şarkı söylemekbağıra çağıra konuşmakbağıra çağıra söylemekbağıra çağıra yakınmakbağıranbağıbağı ağlayanın yüzü gülerbağıcıbağılbağıl ağdalık