founded on contract ne demek?

  1. Sözleşmeli

sözleşmeli

  1. Sözleşmeye dayanan, sözleşme yapılmış olan, mukaveleli, kontratlı.
  2. Sözleşme yapılarak.
  3. Akdî, mukavelevî (bk. sözleşimsel).
  4. (en)Done by agreement or under contract.
  5. (en)Contractual.
  6. (en)Sb who is bound by a contract.
  7. (en)Founded on contract.

founded

  1. Kuruluş tarihi
  2. Kurulmuş

founder

  1. Kurucu
  2. İflas etmek
  3. Çökmek
  4. Saplanıp kalmak
  5. Yıkılmak
  6. Boşa çıkmak
  7. Batırmak, batmak
  8. Su dolup batmak
  9. Sakatlanmak (at)
  10. Atlarda görülen tırnak iltihabı

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

contract

  1. Bkz. kontrat
  2. Sözleşme
  3. Kontrat yapmak, sözleşme yapmak
  4. Anlaşma, mukavele, akit
  5. Kasılmak, daralmak, daraltmak, kasmak
  6. Anlaşma metni, mukavelename
  7. Briç karar verilen oyun
  8. Kasılmak, kısaltmak, büzmek
  9. Buruşturmak, çatmak (kaş)
  10. Yakalanmak, almak, duçar olmak (hastalık)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

foundedfounderfounder memberfounder of an orderfounderingfoundfound a modemfound a solutionfound badfound guiltyfounFouchet deneyifoudroyantfouettefoughtfoulonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın