founder ne demek?
- Kurucu
- İflas etmek
- Su dolup batmak
- Çökmek
- Saplanıp kalmak
- Yıkılmak
- Sakatlanmak (at)
- Boşa çıkmak
- Atlarda görülen tırnak iltihabı
- Batırmak, batmak
kurucu
- Bir kurumun, bir işin kurulmasını sağlayan, müessis.
- Bir kuruluşu oluşturan kimse.
- Cümleyi oluşturan ögelerin her biri.
- Müessis.
- Constituent.
- Constitutive.
- Founder.
- Builder.
- Foundress.
- Creator.
founder member
- Kurucu üye
founder of an order
- Pir