foul ne demek?
- Kirletmek, pisletmek, murdar etmek, bulaştırmak
- Bozmak
- Rezil etmek
- Yanmış barutun çamuru ile kirletmek (top namlusunu)
- Ot ve midye bağlamak (tekne karinası)
- (spor) oyuncuya karşı kural dışı harekette bulunmak, haksız muamele etmek
- Dolaştırıp işlemez hale getirmek, çaparız vermek
- Kirlenmek, kir bağlamak
- Dolaşmak, karışmak
- Iğrenç kerih, tiksindirici, nefret verici
- Kirli, pis, murdar
- Menfur, çirkin, ayıp
- Bozuk
- Sövüp sayma kabilinden
- Fena (hava)
- Dolaşmış, karışmış, birbirine geçmiş
- Midye bağlamış (gemi teknesi)
- Gambalı çaparız
- Birbirine karışmış (ipler, zincirler vb.)
- Dolaşma, karışma
- Çarpışma, bindirme foul bill of health bulaşık patent
- Karıştırmak, bozmak, kirletmek, tıkamak, faul yapmak, çarpmak (gemi), bindirmek (gemi), kirlenmek, pislenmek, dolaştırmak
- Ağır
foul air
- Grizu
foul bill of lading
- Kusurlu konşimento
- Rezerveli konişmento