fixation point ne demek?
- Tespit noktası
- Her iki görüş ekseninin, bakılan nesne üzerinde birleştiği nokta
tespit
- Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama.
- Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme.
- Belirleme.
- Bk. saptama
- Işık mikroskobu ya da elektron mikroskobunda incelemek üzere canlıdan alınan parçaların daha sonra çürüme ve bozulmasını engellemek ve canlı hallerine en yakın şekliyle korumak için Bouin, Zenker, ozmiyum tetroksit vb. gibitespit sıvıları ile muamele etmek. Fiksasyon.
- Fotoğrafçılıkta, resim kaydedilmiş film üzerindeki aktif gümüş tuzlarını çözüp yıkayarak filmi ışığa duyarsız hale getirme işlemi.
- Atmosferdeki azotun, reaksiyona sokularak bitkilerin yararlanabileceği, suda çözünebilir bir bileşiğe dönüştürülmesi.
- Mikroskopide, incelencek canlı dokunun, zamanla yapı değişimini önleyip örneğin kararlı hale gelmesini sağlayan alkol, formaldehit çözeltisi, vb. bir sıvıda yeterli süre bekletilmesi işlemi.
- Boyanın kumaşa iyi tutunması için, kumaşın mordan ile muamele edilmesi.
- Sabit ve oynamaz h
fixation abcess
- Tespit çıbanı
fixation of folklore
- Halkbilimsel durağanlık
point
- Işaret etmek, göstermek
- Yöneltmek
- Hedefe nişan almak
- Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
- Ucunu sivriltmek
- Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
- Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
- Sivri uç,burun denize uzanan burun
- Nokta
- Sivri uçlu şey
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fixation abcessfixation of folklorefixation of termfixationfixativefixatefixatedfixablepointpoint a moralpoint angle drillspoint atpoint at issuepoint binomial distributionpoint blankpoint blank denialpoint brillancepoint chargepoincarepoincare friedrichs eşitsizliğipoincare friedrics eşitsizliğipoincianapoinseteria